Pek dindar biri değilim açıkçası. Fakat yine de günah çıkarmanın iyi ve yararlı bir şey olduğunu düşünürüm. Hristiyan kültürüyle bağlantılı bir şey olarak düşünmeyin şimdi, hepimiz günah çıkarırız. Sevdiğimiz/sevmediğimiz bir insanın karşısında özür dileyip hatamızı itiraf ederken olabilir mesela. Sürekli bok attığımız birisi vardır mesela, genelde karşı cins olur. Bişeyler yaşanmış veya yaşanamamış diye bok atarız. Bir arkadaşla bunu konuşurken 'lan onu da yanlış yaptım, keşke yapmasaydım' demektir bazen günah çıkarmak. Bazen de uyumadan önce kendinden ve Tanrı'dan özür dilemek, yastığa süzülen gözyaşlarının o huzurlu sıcaklığıyla uyuyakalmaktır.
Bunları yazmadan önce acaba ilk günahım neydi diye düşündüm. Galiba tembellikti. Ben hep tembel bir çocuk oldum. 1 yaşında düzgün cümleler kurmaya başlamışım, 4 yaşında okumayı öğrenmişim ama hep tembeldim işte. Daha doğrusu, 1. sınıfa başladıktan sonra tembel oldum ben. Okuma yazmayı bilen veledim, tutmuş çizgi çizdiriyorlardı bana. Sikerler öyle işi dedim. Öyle bişey demişim işte. Aşağı yukarı. Sakal bıyık. Sonra da okulla hiç aram olmadı zaten.
Üşengeçtim sonra. Her boku kardeşine yaptıran abi bendim işte. Sonraki hayatımda da böyle devam etti bu. Seneye liseye giriş sınavı mı varmış, siktiret ya seneye bakarız. Şimdi o kızı düşürebilirim ama dezavantajlarım çok (o zamanlar şişman, sivilceli, diş teli takan pasaklı bi tipim), yani çok uğraşmam gerekir, siktiret. Anne babaya bir şey anlatmaya çalışmak, bunun yerine suya yazı yazmak, deveye hendek atlatmak, bin dereden su getirmek gibi, daha güzel ve daha sonuca yönelik etkinliklerimiz var. Yani siktiret. 20 yılımın rahat 10 yılı siktirederek geçmiştir. Pişman mıyım, pek değil. Günahlarımdan biri bu mu? Evet. Yargılanıyor muyum? Her gün.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder